21 Temmuz 2013 Pazar

Bu bir mezuniyet öyküsüdür

Haziran ve temmuz aylarına damgasını vuran olaylar mezuniyet balosu ve mezuniyet törenimizdi.
Erasmus ile Avusturya'ya ilk dönem gidişimin nedeni de ikinci dönem burada olup fotoğraf çekimlerimi düzgünce yapıp, baloya ve mezuniyet törenine katılabilmekti. İyi ki de öyle bir karar vermişim. 
Her anını doya doya yaşadım mezuniyet heyecanının. İşin komik tarafı da resmi olarak mezun olamamam. Erasmus'un bir oyunu mu desem güzelliği mi desem artık bilemedim. Okulumla bir dönem daha birlikteyim.

Sırayla anlatmak gerekirse... Önce yıllığımız için fotoğraf çekimleriyle başladı heyecanımız. Okuldan cübbeleri alınca "Ne yani, şimdi bu kadar mı? Bitiyor mu?"
soruları hemen hemen hepimizin gözlerindeydi. Bir yandan sevinç, bir yandan da hüzün.
Hemen kendimize uygun cübbeleri alıp şımarıklıklara başladık.


Sonra asıl çekime geldi sıra. Havanın azizliğine uğramayalım diye dua ede ede kuaförlere gidildi, elbiseler giyildi, makyajlar yapıldı. Bol bol fotoğraf, bol bol kahkaha...



Yıllarca önünde kahveler, çaylar içilen, sınav sonrası kritikler yapılan A Kapımız.




Merve ve Betül de bizimle.

Göle gitmeden olmazdı tabii.








Fotoğraflarla yetinemedik farklı bir şeyler yapmak lazım diye düşündük. Harlem Shake'te karar kıldık sonunda ve milletin bakışlarını umursamadan ve gülmemeye çalışarak onu da yaptık. Herkesin harlem videosu gibi olmasın diye de azıcık kendi yorumumuzu katmış hazırlayan arkadaş. Buyrun:




Yıllık işlerimiz bittikten sonra sıra balomuza geldi. Sheraton'da yapılacak güzel balomuz için hazırlanmak pek kolay olmadı. Kumaşlar, elbise provaları, ayakkabı- çanta alışverişi, takılar derken kendisi beni bayağı uğraştırdı. Sonunda Hayriye Teyzem aklımdaki gibi bir elbise dikti ve içime sinerek, pek beğenerek giydim elbisemi. Saçım ve Berfu'mun yaptığı makyajı da çok beğenince eğlenmemek için hiçbir nedenim kalmadı.



Gülmekten yanaklarımın acıdığı bir gece oldu.





Bu kadar eğlenebileceğimi düşünmemiştim o gece. Emeği geçen arkadaşlara tekrar teşekkür ederim. Yemekler, müzikler, pastamız, fotoğrafalarımız...Her şey harikaydı. Hep hatırlayacağımız, mükemmel bir mezuniyet balosu oldu.

Balomuzu da bitirip mezuniyet törenimizi beklemeye koyulduk. Beytepe Amfi'de yapıldı tören. Tepemizdeki güneş bir de yerden yüzümüze yansıyınca kızardık, bol bol da ter döktük. 
 Sabahın köründe hazırlanıp yollara düştük.

Pankartlarımı da kaptım doğru törene...


Oynak kimliklerimizden ödün vermedik tabii törende de bol bol oynadık. Gezi eylemlerine destek olan pankartlarımızla rengarenk bir tören yaptık. Gazetelere bile çıktık hatta. Buyrun:


En güzeli de beni yalnız bırakmayan ailem ve Manisalardan beni görmeye gelen anneannem.

Kepler fırladı, şarkılar türküler söylendi, balonlarımız uçtu. Hepimizin hayatında yeni bir dönem başladı. Bazılarımız yüksek lisans haberleriyle bizi sevindirmeye başladı bile.


Tören bitti diye amfiye tekrar gitmeyeceğim anlamına gelmedi tabii ki bu. Kız kardeşin töreni benden sonra oldu ve onu mezun etmeye gittim bir kez daha. Gülen gözlerimizin olduğu fotoğraflarımız da hatıra kaldı.


Son bir şeyi unuttum. Törende yanımda olamasa da arayıp yanımda olan kardeşim :)


Bol fotoğraflı bu yazım da okulun son demlerini hatırlatmak için kayıtlara geçsin. Hepimiz için her şey güzel olsun. Son olarak da bıkmadan usanmadan fotoğraflarımı çeken ve benimle paylaşan herkese çok teşekkürler.

t

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder