17 Mayıs 2013 Cuma

Bir Yıl Olmuş... Sırrım

Geçtiğimiz yıl bu zamanlar en sevdiklerimle tiyatro oyunumun bitişini kutluyordum.
Üzerinden koskoca bir yıl geçmiş bile fark etmeden.

Tiyatroda çalışma hikayem ikinci sınıfta hocam Papatya Alkan Genca sayesinde oldu. Onun sayesinde tanıştığım, tiyatroyu seven bu iş için çalışan insanları sahnede ve sahne arkasında görüp Türk Amerikan Derneği diye bir yer olduğunu öğrendim. Ekipten biri olmak istedim ve işe Woman in Mind oyunu ile başladık. Sahne arkasında yaptığım iş, iş bile sayılmayabilirdi belki o kadar basitti. Perdenin kenarında durup, elimde tekst bir gözüm orada diğeri sahnede oyunu takip edip oyunculara sıralarının geldiğini haber vermekti.
Sonra en sevdiğim, kesmeli boyamalı işler olan dekor kısmına geldik. Strafor keserken elimi kesmekten, sprey boyayla kafa bulmaya kadar her şeyi yaşadım. Süper eğlenceli, hep hatırlayacağım günler olarak kaldılar. Oyunun sonunda sahneye çıkıp, ekipten biri olarak selam verince duyduğum haz yaptığımın işin yanında çok abartılıydı belki ama harika hissettirdi.

Sonra okulumda İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Tiyatro ekibinin The Playboy of  The Westernworld (Babayiğit) oyunun ekibinde yer alarak devam ettim. Oyunun dekorundan, kostümlerine birçok şeyiyle Papatya Hocam ile ilgilenip yardım  ettik. İkinci selamı okulumdaki sahnede verdim ve o andan sonra da kendi yaptığım bir işle selam vermek istediğime karar verdim. 
Arkada görünmeyen kahramanlardan değil de bir sefer de olsa işin asıl sahibi olarak sahnede selam vermek...

Sahne ve seyirci korkum olduğu için oynamaya cesaret edemedim. Denesem yapar mıydım bilmiyorum. Sevdiğim bir işi yaparak vermeliyim bu selamı... Oynayamam ama yazabilirim deyip oyun yazmaya karar verdim. Okuldaki sahneyi bildiğim için nedense ilk önce seti düşünerek başladım işe. Kulisi iki kat aşağıda olan, kulise tek kapıyla girilen, çok dar ve tavanı çok yüksek, aslında tiyatro sahnesi olmayan sahnemiz...
Öyle bir dekor yapmalıydık ki sabit kalmalı, değiştirmek için uğraşıp zor durumda kalmamalıydık. Yani oyun tek mekanda geçecekti. Mekanımız da minik bir bar oldu.



Sonra karakteri ve olayı düşünmeye başladım. Nasıl karakterler olmalıydı ve bu karakterleri bu bara ne getirmeliydi. Yazıp silmeler sonucu karakterlerim ve oyunum da oluşmaya başladı. Bir yandan da karakterlerin kostümlerini düşünüp internetten sabahlara kadar kıyafet kombinasyonları yapıyorum tabii.

Bunlarla bütün bir yaz uğraştım ve tek oyuncum belliydi. En baştan beri yanımda olan en yakın arkadaşım.

Okul açılır açılmaz bölüm başkanımızla görüşüp iznimi aldım ve Yrd. Doç. Dr. Alev Karaduman ve Arş. Gör. Banu Kangal danışmanlığında resmen çalışmaya başladım. 
İngiliz Dilbilimi, İngiliz Dili Öğretmenliği ve İngiliz Dili Edebiyatını birleştiren bir oyuncu kadrosu oluştu en sonunda. 
Ders sonlarında, haftasonları, bölüm koridorlarında ve boş sınıflarda aylarca provalar yaptık. Soğuktan titreyerek, sinir ve kahkaha krizleri geçirerek, çok eğlenerek, hayal kurarak ve deli gibi çalışarak çalıştık mayıs ayına kadar.




En yakınım Berfu'mla evde sabahlara kadar kostüm dikmeye, dekor için malzeme listeleri,  şarkı listeleri yapmaya uğraştık.
Onun sponsor bulmak için gösterdiği çabayı anlatmama bile gerek yok.
Ne yaptıysak, kendi emeğimizle, kendi bulduğumuz parayla ve imkanlarla yaptık ki bu da yaptığımız işi daha da değerlendirdi.
Aylarca biriktirilen şişeler, barlardan ve kafelerden rica ederek toplanan diğer şişeler, evden gelen bardaklar ve kıyafetler. Babam ve marangoz arkadaşının o minicik sahneyi koskocaman bir alana çevirmeleri.
Ses ve ışık için prova yapabilmek için başka bir sahneyi kullanmaya çabalamam ve izin almam...
Evet, sevgili okulum bana hiç sahnede prova yapma imkanı vermedi.
Ben bir şeyler üretmişken, bölümümden her sene en az bir oyun çıkarken destek bulamamak çok acıydı.
Kendince haklı sebepleri tabii ki var, kime sorarsak o haklı her zaman.

Bunlara rağmen yılmadık ve bir haftasonu Turgay Orgun sayesinde posterimiz için harika fotoğraflar çektik. Çok eğlenceli güzel bir günün sonunda Bulutay Güneş bize süper bir poster hazırladı. Bulduğumuz sponsorlar sayesinde afişlerimizi ve el ilanlarımızı bastırdık, sonra da bilet ve davetiyelerimizi hazırladı Berfu Atagün.
Benim el ilanlarında yaptığım bir yanlışlıktan dolayı bir sürü el ilanı geridönüşüme gitmek zorunda kaldı. Bu da ders aldığım, acıklı bir hikaye olarak kaldı. Hepsini yeniden yaptırıp sorunu hallettik. 
Oyuna Berfu ile bir sahne daha yazdık son iş olarak. 
Ezberler, provalar, çalışmalar tam gaz gitti ikinci dönem.
İsim annemiz de Papatya Hocam oldu. İngiliz dili bölümleri olsak da ufacık bir ekibiz diye ismimiz 
Off-Off Broadway oldu. Pek de şeker oldu.

En güzel kısım olan posterlerimizi asıp, oyun tarihlerimizi ve saatlerimizi ilan etmeye gelmişti sıra. Facebook'ta etkinliğimizi açıp posterlerimizi sanırım her bulduğumuz yere astık. 
Bütün zorluklara, panolardan ve kapılardan sökülen, hatta gözlerimin önünde karalanan posterlere rağmen sona geldik ve güzel bir iş çıkardık. 




Oyundan sadece bir gün önce sahnemiz boşaldığı için, anahtarı teslim alır almaz dekor hazırlıklarına başladık. İlk önce bir iskele kuruldu ve sonra o iskele tamamen siyah perde ile kaplandı. Babamın yaptığı "SIR" tabelasının ışığı yandı. Bardaklarımız ve şişelerimiz raflara dizildi. Bar yaptığımız masa resimlerle kaplandı. Sahne silindi, süpürüldü.

Oyun günü yani 16 Mayıs'ta sahnede gerçek dekorla sadece bir kere prova yapabildik . O gün bir, ertesi gün de iki performans sergileyip süper bir iş çıkardık hep birlikte. 






Sahneye çıkıp selam verdiğim anın hayaliyle yapmıştım her şeyi. O hayali gerçekleştirip kardeşime sarıldığım an her şeye değerdi.


Amatörün de amatörü, belki de oyun bile denemeyecek bir metin. İşi bilen bazı tanıdıklarımdan aldığım destek ve tavsiyeyle yürüttüğüm bir iş belki de ama benim için anlamı büyük. Şimdiye kadar yaptığım en güzel iş. Yazdığım ve yönettiğim, sevdiklerimi bir araya getiren bir eserim var diye bakıyorum ben ona. 
"SIR"rım.
Özetle her şeyim.
Ailem

Oyuncu arkadaşlarım Cansu Palamutçu, Özge Alıcı, Uğur Harbelioğlu, Pınar Tuğçe Gürkan, Mustafa Altıntaş
Hem oyuncum, hem yardımcı yönetmenim, hem dış ilişkiler sorumlum, hem kostümcüm, hem makyözüm, her şeyim, en sevdiğim arkadaşım Berfu Atagün
Işık yardımıyla bizi aydınlatan Özkan Taş
Seste Özgün Ersin
Sahnede yardımcılarım olan Ece Çakır, Dilara Ebil, Gülnur Ulu
Görünmeyen sahne arkası kahramım Nurelif Işıldak


Bilet satarken yardım eden Medya Temelli, Nezahat Özek, Anıl Badı
Fotoğraflar çeken Ayşegül Sider, Nehir Devrim
Oyunu videoya çeken Mine Andsoy Gürsel
Posterimizi hazırlayan Bulutay Güneş
Poster için harika fotoğraflar çeken Turgay Orgun
Maddi olarak destek olan herkes ve bütün sponsorlarımız
Emeği geçen, ismini şu an hatırlayamadığım herkese teşekkürler.

 İzlemeye gelerek yanımda olan en önemlisi de bana inanan herkese...


t